Uzaktan çalışma halinde İş Kazası Bildirimi nasıl olacaktır?
Ülkemizin içinde bulunduğu virüs salgınıyla ilgili Sağlık boyutunun yanında birde işçilerin iş ve işleyişleri bu süreçte önem arz etmektedir. Ülkemiz bu konuda gerekli tedbirleri almakla birlikte işverenlerde bu süreçte virüsün yayılma ve bulaşma riskini göz önüne alarak kanunlarımızın da izin verdiği imkan ve ölçütte işleyişlerini yürütmektedirler.
Tabi bu süreçte imkanı olan ve teknolojik alt yapısı uygun olan işverenler uzaktan çalışma modelini de benimsemiş ve uygulamaya dönüştürmüşlerdir.
Bu süreçte işverenlerin çalışanlarını 6331 sayılı İş Sağlığı İş Güvenliği boyutunda da gerekli bilgilendirmeleri yapmalarını önermekteyim. Ayrıca bu salgın sebebiyle kimi işverenler; Ücretsiz İzin, Ücretli İzin, Yıllık İzin, İdari İzin, Uzaktan Çalışma gibi uygulamaları hukuksal çerçevede uygulamaktadırlar. Hukuksal çerçeve diyorum çünkü işçilerini ücretsiz izine çıkaran işverenlerin hukuksal yaptırımlarla karşı karşıya kalmamaları için süreçlerini doğru bir şekilde yürütmeleri ve hukuksal destek almaları ilerleyen zamanlarda oluşacak davasal süreçlerinde önüne geçmiş olacaktır.
İşçilerine Yıllık izin haricinde ücretli izin veren işverenler, bu izin sonrası 4857 İş Kanunu 64. maddesindeki Telafi çalışmasını işçi işbaşı yaptıktan sonra 2 ay içerisinde günde 3 saati geçmemek üzere herhangi bir fazla mesai ücreti ödemeden işçiyi çalıştırarak süreci ilerletme imkanı bulunmaktadır. Bu aşamada işçiyi ücretli izine çıkarırken işçiye yapılan bir tebliğle birlikte bu “telafi çalışma” bilgisinin verilmesi uygun olacaktır.
Uzaktan Çalışma :İş Kanunu’nun 14. maddesinde uzaktan çalışmayla ilgili maddeler düzenlenmiştir. İşçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi uzaktan çalışma olarak tanımlanıyor.
Uzaktan Çalışmada İşçi evde kaza geçirirse uygulama nasıl olacaktır?
Uzaktan çalışma modelini benimsemiş ve uygulamaya başlamış olan firmanın çalışanı işverenin sağladığı imkanlarla işveren için mesaisini evde devam ettiriyorsa ve bu kapsamda evde herhangi bir kaza geçirmişse bu olayın İş kazası olup olmadığı değerlendirilmelidir.
İş kazasının genel olarak tanımı konusunda dört görüş bulunmaktadır. Bir görüşe göre “iş yapılırken veya isin yapılması dolayısıyla meydana gelen kaza iş kazasıdır”. Bu görüş is kazasını oldukça dar bir çerçeve içine sokmaktadır. “İşçinin, iş sözleşmesinin yerine getirilmesi amacıyla günlük yaşantısı içinde bulunduğu sırada meydana gelen kazaların tümü iş kazasıdır” seklinde tanımlayan görüş ise, iş kazasının çerçevesini aşırı genişletmektedir. Diğer bir görüşe göre ise, “işçinin, işverenin otoritesi altında bulunduğu süre içinde meydana gelen kazalar iş kazasıdır”. İşverenin otoritesinin nerede başlayıp nerede bittiğinin tam olarak belirlenememesi bu görüsün zayıf noktasını oluşturmaktadır. “Otorite” teriminden, işverenin emir ve talimatı bulunması da anlaşılabilmektedir. Böyle olduğunda, işçinin işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi durumunda geçen boş zamanında, söz gelimi sinemaya gittiğinde veya lokantada yemek yerken ya da
işverene ait malı kurtarmak amacıyla denize dalması sonucunda veya kadın sigortalının çocuğuna süt verdiği sırada bir kazada ölmesi olaylarında, işverenin ne gibi otoritesinin veya emir ve talimatının bulunduğu sorusu akla gelecektir. Bu bakımdan “otorite” kıstasını çok mutlak anlamda anlamamak yerinde olacaktır. Kazaya uğranıldığı sırada görülmekte olan işin işverenin çıkarlarına (ya da isletme amaçlarına) hizmet ettiği hallerde sigortalının işverenin otoritesi altında bulunduğunu kabul etmek gerekir. “İsin yarattığı rizikoların neden olduğu tüm kazalar iş kazasıdır”. Şeklinde iş kazasını tanımlayan görüsün ise, is kazasını genel olarak en iyi tanımlayan görüş olduğu söylenebilir.
Tanımı ve İş kaza görüşünün hangi anlamlarda ve tanımlarda belirtildiğini Yargıtay kararlarındaki açıklamalardan kısaca aktardıktan sonra gelelim uzaktan çalışma modelinin benimsendiği işletmelerde İş kazası bildirimi yapılıp yapılmayacağına.
İşçiye uzaktan çalışma adı altında bir çalışma modeli benimsetip bu kapsamda işveren adına evden çalışan kişinin evdeki çalışma sürecinde kendini etkileyen bir kaza olmuşsa bunun iş kazası mıdır? yoksa iş kazası değil midir? değerlendirilmesi gerekir. İşverenin çıkarlarına hizmet ettiği hallerde sigortalının işverenin otoritesi altında olduğunu düşünürsek, bu işin yarattığı rizikoların değerlendirilmesi gerekir.
Bu değerlendirme sonucunda yukarıda belirttiğim iş kazaları tanımlamalarına uyan bir durum söz konusu ise işçi uzaktan çalışma modelini benimsemiş olsa bile işverene derhal bilgi vermesi ve bu durumun gerekiyorsa İş kazası kapsamında bildiriminin yapılması ayrıca önem arz etmektedir.
Bildirim süresine dikkat!
İş kazası bildiriminde 3 iş günlük süre olmasından sebep, kaza geçirilen günün ertesi gününden başlamak üzere resmi tatil ve cumartesi- pazar günlerinin de dikkate alınmadan (Perşembe günü olan iş kazası için Cuma1,Pazartesi2,Salı3) Salı günü gece 24:00 a kadar iş kaza bildiriminin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılması ve işçinin kaza geçirdiği günün sigorta priminin ödenmesi gerektiğini unutmayalım.
Virüs İş kazası kapsamında değerlendirilir mi?
Bulaşıcı bir hastalık sonucu rahatsızlanan işçinin, bu bulaşıcı hastalığa işyerinde fiilen çalışırken yakalanması ve hastalık belirtilerinin 5 gün sonra etkilerini göstermesi halinde bu hastalık iş kazası gibi görünmese bile, “iş kazası, sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay olarak tanımlandığından, olayın etkilerinin bir süre devam ederek zaman içinde artması ve buna bağlı olarak sonucun daha sonra gerçekleşmesi mümkündür” Önemli olan bu rahatsızlık ile sonradan oluşan zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı bulunması şartıyla olayın iş kazası olup olmayacağıdır. Böyle bir durum söz konusuysa İşletmenin ve Kurumun iş kazasına bakış açısı ayrıca değerlendirilmelidir.