Pandemi Sürecinde “PARA” nın Hükümsüzlüğü
Çok kısa sürede neredeyse dünyanın tamamına yayılan koronavirüs pandemisi sebebiyle, ülkeler ve sektörleri hiç şüphesiz hızlı bir değişim beklemektedir.
Bu sürecin, siyasi sonuçlarının yanında sağlık, sanayi, tarım, turizm, sosyal hayat, ekonomi, demokrasi ve özgürlükler gibi birçok alanlarda yepyeni tanımlamalara neden olması kaçınılmaz bir gerçek haline gelmiştir.
Covid-19 virüsünün aşısının bulunması halinde bile Pandemi tehlikesi her an farklı virüslerle söz konusu olacaktır. Bunun içindir ki insanlık bundan sonraki zamanında yaşam tarzını bu riske göre değiştirmek zorunda kalacaktır.
Bizim konumuz ise çok daha spesifik;
“Pandemi süreçlerinde, “her mal veya kıymeti satın alma gücü olan, üretici ve tüketicilerin piyasalarda karşılaşarak alış veriş yapabilmelerini sağlayan değişim aracı olarak “PARA”.”
Paranın tanımındaki en önemli vurgu hiç şüphesiz paranın bir “değişim aracı olması.”
En basit anlatımla, emek vererek yetiştirip hasadını yaptığınız ve elinizde ihtiyacınızdan fazla olan bir kilogram elmayı verip, onun karşılığında ihtiyacınız olan bir kilogram unu aldığınız bir mübadele sisteminde aracılık yapan bir kağıt parçası. Ekonomilerde bu kağıt parçasının mutlaka bir değer olarak karşılığı bulunmak zorunda.
Merkez bankaları ekonomik bir karşılığı olmayan hiç bir parayı piyasaya süremezler. Bunun doğal sonucu olarak ta elinizdeki her kağıt paranın piyasada, elma,buğday, kıyafet, otomobil v.s olarak bir karşılığı bulunmalıdır/ bulunmaktadır.
Peki, Pandemi süreçlerinde paranın geçerliliği ne ölçüde olacaktır?
Bunun için Covid-19 virüsünün ilk duyulduğu günlere dönelim.
Bu günlerde özellikle gıda ve hijyen ürünlerinde müthiş bir talep patlaması yaşandı. Bu ürünleri parası ile dahi satın alamayacağını düşünen insanlar marketlere saldırdı, yağmaladı. Hatta bu ürünlere bir günde yapılan afaki fiyat artışlarına rağmen talepte hiç bir azalma yaşanmadı.
Şimdi pandemi salgınının daha şiddetli ve uzun süreli olduğu varsayımıyla “paranın bir değişim aracı olup olmadığını” yorumlamaya çalışalım.
Pandeminin bu kadar ölümcül ve yaygın olduğu ortamlarda, sanayicinin, tarım sektörünün tam kapasite ile üretim yapabilmesi asla mümkün olamayacaktır. Belirli ölçülerde üretim yapılabilse bile halkın bu ürünlere olan talebi pandemi pikolojisinin de etkisiyle ihtiyacın çok daha üstünde olacaktır. Nitekim, dünya genelinde Covid-19 etkisi dolayısıyla daha şimdiden %50 lere varan bir ekonomik küçülme ve % 200 lere varan gıda ve temizlik ürünleri talep artışı söz konusudur.
Dolayısıyla pandemi dönemlerinde halkın yaşamını devam ettirebilmesi için en temel ihtiyaçlarının tedarikinde yaşanan sıkıntılar, paranın saltanatının da sorgulanmasına neden olacaktır.
Emek vererek yetiştirip hasadını yaptığınız ve elinizde ihtiyacınızdan fazla olan bir kilogram elmayı verip, onun karşılığında kağıt parayı aldığınızı düşünün. Diğer tarafta ise elinde bir kilogram ihtiyacı fazlası unu olan ve bir kilogram da ete ihtiyacı olan bir kişiyi düşünün. Bu un fazlalığı olan kişi işini garantiye alıp elinde bir kilogram et fazlalığı olan kişiyle barter mi yapar, yoksa karşılığında ne bulabileceği şüpheli olan kağıt parayı mı tercih eder?
Bu durumda hiç bir birey o kağıt parayı tercih etmeyecektir.
Bunun yerine elinde ihtiyacı olan gıdayı bulunduran kişiyle takas yolunu tercih edecektir.
Daha da ileri gidelim.
Bırakalım kağıt paranın hükümsüzlüğünü, bugün elde etmek için cansiparane çaba verdiğimiz gayrimenkullerin, son derece lüks otomobillerin, altınların bile hiç bir değeri kalmayacaktır.
Değeri olan tek emtia söz konusu olacaktır.
Gıda…
Un ile parayı takası kabul etmeyeceği gibi, her hangi bir gıda ile, gıda olmayan her hangi bir ürünü bile takas etmeyecektir.
Çünkü bu dönemde ihtiyacı olacak olan tek şey beslenmedir.
Son model bir arabanın bir kaç kilogram patates ile, son derece lüks bir villanın bir kaç metre kare tarım arazisi ile, bir kaç kilogram altının bir kaç çuval buğday ile bile takas edilemediği bir ekonomi modelinin ortaya çıkması çok uzak bir ihtimal olmasa gerek.
Bunun için bireysel anlamda yapılması gereken ve hayati önem arz eden tek şey var:
“Memleketin her hangi bir köyünden bir tarım arazisi edinmek.”
Bunun için devletlerin yapması gereken ve hayati önem arz eden tek şey var:
“Bireylerin kendi gıda ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar bir tarım alanı edinmelerini sağlamak”
Aksi taktirde bir villa ile bir çuval patates, bir teneke altınla bir teneke buğday, bir ton parayla bir kilogram ayva yeme ihtimalimiz son derece yüksek olacak.
Bu yazı kaynak gösterilerek ve aktif link verilerek serbestçe iktibas edilebilir.
Elinize sağlık çok güzel olmuş.. Çok güzel tespitler.. Dünyada belkide köklü değişiklikler olacaktır diye düşünüyorum.