Kısa Çalışma Ödemesinde “işçi çıkarmama” koşulu
Kısa Çalışma Uygulaması/Ödemesi 4447 sayılı Kanunun ek 2.maddesinde düzenlenmiş olup, uygulama esasları Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik ile belirlenmiştir.
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından yeni tip Koronavirüsün (Covid-19) olası etkileri dikkate alınarak “dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebep” kapsamında kısa çalışma ödemesi uygulaması başlatılmıştır.
26 Mart 2020 Tarihli ve 31080 Sayılı Resmi Gazete’nin 1. Mükerrer sayısında yayımlanan 7226 Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kısa çalışma ödemesinden yararlanma koşullarında bazı değişiklikler yapılmıştır.
Bu değişikliklerden bir tanesi de “İşçi Çıkarılmaması Koşulu”
Kısa çalışma uygulamasından yararlanabilmek için, iş yerinde kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı Kanunun 25.maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer alan sebepler (“Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri”) hariç olmak kaydıyla işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekmektedir.
Yani işveren hem kısa çalışma ödeneği alıp hem de, iş hacminin düşmesi gibi nedenlerle işçi çıkaramayacaktır.(Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık hariç) Kısmi çalışma ödemesindeki temel amaç zaten işverenin bu kriz dönemlerindeki mali yükünü hafifleterek işçi çıkarmasının önüne geçmektir. Dolayısıyla “işçi çıkarmama” şartının 7226 sayılı kanunla değiştirilmesi son derece doğaldır. Ancak firmanın üç aylık kısmi çalışma ödeme süresinin geçmesinden itibaren işçi çıkarma hakkı da her koşulda bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanunun 25.maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer alan Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri şunlardır.
a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.
e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.