DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kısa Çalışma Ödeneği, Çalışanların Corona Virisüne Karşı Korunmasını Sağlayabilir Mi?

1- GİRİŞ

Ülkemizde sık sık ortaya çıkan ekonomik krizlerde, çalışma hayatını düzenleyen kanunların yetersizliği nedeniyle işverenler tarafından genellikle kısmi ya da toplu işten çıkarmalar, ücretsiz izin uygulamaları gibi tek taraflı müdahalelerle krizi atlatma çabaları olarak başvurulan yöntemler olarak bilinmektedir.

Ancak, güçlü bir Sosyal devlet anlayışı çalışma hayatını, çalışan ve çalıştıran lehine de düzenlemelerde bulunarak, toplumun her kesimine hitap eden sosyal güvenlik teknikleriyle çeşitli risklere karşı koruma altına almalıdır.

Bu anlayışla, sosyal sigortalar (primli sistem) kapsamında, çalışan kesimin ortaya çıkan riskler karşısında asgari yaşam koşullarını devam ettirebilmesi, işverenin de yine bu dönemi daha az maliyetle atlatması ve ülke ekonomisine olan katkısının devamlılığı için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur.

Bunlardan bir tanesi de 4857 sayılı İş Kanunu ile çalışma hayatımıza giren kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği kavramıdır.

2- KAVRAM OLARAK KISA ÇALIŞMA

Özellikle genel ekonomik kriz ve zorlayıcı sebepler sonucu işgücüne ihtiyacı önemli ölçüde veya tümden ortadan kalkan işveren için istihdamın devamını sağlamak ekonomik olmadığı gibi, aynı dönemde işçi için de işini kaybetme korkusu ortaya çıkmaktadır. Daha önce bu durumlarda mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun zorlayıcı nedenlere ilişkin 16/III. Ve 17/III. maddeleri hükümleri işletilebilmekte yahut taraflar anlaşarak hatta bazen de işverenin tek taraflı tasarrufu ile iş sözleşmesini geçici olarak askıya alma (ücretsiz izin) yoluna başvurulmaktaydı. [1]

Kısa çalışma kavramı ise; 22.05.2003 tarihli 4857 İş Kanunu’nun 65. maddesinde “ ile hukukumuza ilk kez ile girmiştir. Ancak 5763 sayılı Kanun ile bu hüküm 4857 sayılı İş Kanunu’ndan çıkarılarak 6111 sayılı Torba Kanunun 73. maddesiyle 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na Ek-2 madde olarak eklenmiştir.

İlgili maddeye göre kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği;

“Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir.

Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işveren, kısa çalışma talebini, derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Kurumuna, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirir. Talebin uygunluğunun belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar, ilgili kurum ve kuruluşların da görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Kısa çalışma halinde İşsizlik Sigortası Fonundan kısa çalışma ödeneği ödenir. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi gerekir.

Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, 4857 sayılı Kanunun 39 uncu maddesine göre 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin sunulmasına ilişkin işlemler 5510 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür.

Zorlayıcı sebeplerle kısa çalışma yapılması halinde, kısa çalışma ödeneği ödemeleri 4857 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (III) numaralı bendinde ve aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar.”

Bu maddede yer alan kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir olarak tanımlanmıştır.

Bu durumda kısa çalışma, 4447 sayılı kanunda yer aldığı için, bundan diğer iş kanunlarına (Basın İş Kanunu ve Deniz İş Kanunu) ve Borçlar Kanununa tabi işçilerinde yararlanması mümkün hale gelmiştir. [2]

Kısa çalışma ile genel ekonomik kriz veya zorlayıcı nedenler karşısında zor durumda kalan işverenin, bir süreliğine bu uygulamadan yararlanarak işlerini düzeltmesi ve böyle dönemleri daha hafif bir şekilde atlatması amaçlanmış, bu sorunlar nedeniyle toplu işçi çıkarma engellenmeye çalışılmıştır. Bu açıdan, kısa çalışma uygulamasının en önemli yararı işsizliğin önlenmesi ve işçinin işini korumasında kendini göstermesidir.

Aynı zamanda kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği; kısa çalışma koşullarının doğduğu ekonomik yapı içerisinde çalışanın ücret gelirinin korunmasını öngören sosyal politika düzenlemeleri içerisinde de değerlendirilebilir.

Nitekim ILO Anayasasının Başlangıç bölümünde “ uygun hayat koşullarını sağlayacak ücret düzeyinin güvence altına alınması uluslararası sosyal politikalar açan hedef olarak gösterilmiştir. ILO’nun amaçlarını ortaya koyan Phıladelphia Bildirgesinde “ ücretin çalışma hayatında bağımlı bir iş ilişkisi içinde bulunan herkes için asgari bir gelir güvencesi” olduğu bildirilmiştir. [3]

3- KISA ÇALIŞMAYI DOĞURAN DURUMLAR

30.04.2011 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği hakkında Yönetmelik gereği;

Kısa çalışmayı doğuran durumlar dört başlık altında toplanabilir;

– Bölgesel kriz: Ulusal veya uluslararası olaylardan dolayı belirli bir il veya bölgede faaliyette bulunan işyerlerinin ekonomik olarak ciddi şekilde etkilenip sarsıldığı durumları,

– Genel ekonomik kriz: Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların, ülke ekonomisini ve dolayısıyla işyerini ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumları,

– Sektörel kriz: Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olaylardan doğrudan etkilenen sektörler ve bunlarla bağlantılı diğer sektörlerdeki işyerlerinin ciddi anlamda sarsıldığı durumları, (Otomotiv Sektörü- Honda)

Zorlayıcı sebep: İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine olanak bulunmayan, dışsal etkilerden ileri gelen, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan deprem, yangın, su baskını, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri nedenleri ifade eder. (Libya’da yaşanan halk ayaklanması, Japonya’da yaşanan tsunami ve Van depremi gibi dışsal nedenler bu gerekçe kapsamına girmektedir.)

            -Corona 19 Virüsü:  Bütün dünyada ortaya çıkan ve kısa sürede nerdeyse bütün ülkelere yayılarak, etkisi altına alan virüs bütün ekonomileri etkilemektedir. Yönetmelikte de belirtilen uluslararası ve ulusal ölçekte ekonomileri etkileyen olaylardan kaynaklanan kayıpların etkilerinin azaltılması amaçlanmaktadır. Birçok ülkede ekonomik etkileri azaltmak üzere çeşitli tedbirler ya alınmakta ya da alınması için çalışmalar yapılmaktadır. Küçük ve orta ölçekli birçok işletmenin bu durumdan etkileneceği açık olarak gözükmektedir.  Ülkemizde de bu yönde tedbirler alınması çalışmaları yapılmaktadır. Sadece işverenlerin değil, çalışanlarında bu ekonomik etkilerden korunmalıdır. Çalışanların asgari geçimlerini sağlayacak bir düzenleme yapılarak doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır.

4- İŞVERENİN KISA ÇALIŞMA BİLDİRİMİ

İşveren yine aynı yönetmeliğin 4.maddesine göre;

“Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılmasını talep eden işveren, Kurum birimine (Türkiye İş Kurumunun il ve ilçelerde kurulu birimleri), varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya yazılı bildirimde bulunur.”

Ayrıca bu durum, işyerinde ilan edilmek suretiyle işçilere duyurulur.

İşveren, Kısa Çalışma Talep Formu’nu tanzim ederek Türkiye İş Kurumuna bildirimde bulunur. İşverenin kısa çalışma talebi, öncelikle Kurum tarafından sebep ve şekil yönünden değerlendirilir.[4]

İşveren bildiriminde;

a) Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerin işyerine etkilerini ve zorlayıcı sebebin ne olduğunu,

b) İşyerinin unvanını, adresini, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikayı ve sosyal güvenlik işyeri sicil numarasını,

c) Varsa iddiasını kanıtlayıcı somut belgeleri,

belirtmek zorundadır.

İnceleme esnasında; kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri içeren liste, işveren tarafından Kurumca belirlenen formatta hazırlanarak, manyetik ve yazılı ortamda Kurum yetkilisine teslim edilir.

(13.01.2009 tarihli yönetmelikte manyetik ortamda Kuruma, yazılı olarak da Bakanlık iş müfettişine teslim edilir şeklinde olan ifade değiştirilmiş olup, tüm yetki Türkiye İş Kurumuna bırakılmıştır.)

5- İŞVERENİN KISA ÇALIŞMA TALEBİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kısa Çalışma Yönetmeliğinin 5. maddesi gereği;

İşverenin kısa çalışma talebi, öncelikle Türkiye İş Kurumu tarafından sebep ve şekil yönünden değerlendirilir.

Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel krizin varlığı, işçi ve işveren sendikaları konfederasyonlarının iddia etmesi ya da bu yönde kuvvetli emarenin bulunması halinde, Türkiye İş Kurumu Yönetim Kurulunca karara bağlanır.

Bu yönde karar alınmadan, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle bağdaşmadığı halde, nakit darlığı, ödeme güçlüğü, pazar daralması ve stok artışı gibi sebeplere dayalı olarak yapıldığı tespit edilen başvurular Türkiye İş Kurumu tarafından reddedilir. (KÇY Madde 5/3)

Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle yapılan başvuruların uygunluk tespiti, Türkiye İş Kurumu yetkililerince ivedilikle yapılır. İnceleme sonucu, Kurum tarafından işverene bildirilir. İşveren durumu, işyerinde işçilerin görebileceği bir yerde ilan eder ve varsa toplu iş sözleşmesine taraf işçi sendikasına bildirir. İlan yoluyla işçilere duyuru yapılamadığı durumlarda, kısa çalışmaya tabi işçilere yazılı bildirim yapılır. (KÇY Madde 5/4)

Kısa çalışma başvurusu ve uygunluk tespitine ilişkin diğer işlemler Türkiye İş Kurumu tarafından belirlenir. (KÇY Madde 5/5)

Kısa Çalışma Uygulamasının Değerlendirilmesi [5]

Genel Ekonomik KrizSendikanın iddiası veya kuvvetli emareDeğerlendirme Raporu Yönetim Kurulunda
Sektörel KrizSendikanın iddiası veya kuvvetli emareDeğerlendirme Raporu Yönetim Kurulunda
Bölgesel KrizSendikanın iddiası veya kuvvetli emareDeğerlendirme Raporu Yönetim Kurulunda
Zorlayıcı Nedenİşyeri İnceleme Raporu

 

 

 

6- İŞVERENE KISA ÇALIŞMA SONUCUNUN BİLDİRİMİ

İnceleme sonucu, Türkiye İş Kurumu tarafından işverene bildirilir. İşveren durumu, işyerinde işçilerin görebileceği bir yerde ilan eder ve varsa toplu iş sözleşmesine taraf işçi sendikasına bildirir. İlan yoluyla işçilere duyuru yapılamadığı durumlarda, kısa çalışmaya tabi işçilere yazılı bildirim yapılır.[6]

Kısa çalışma talebi uygun bulunan işveren Kurumca bildirilen sürede kisacalismabildirimlistesi.xls adresinde yer alan listeyi güncelleyerek Kuruma gönderir.

7- SONUÇ

Kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği, Özellikle genel ekonomik kriz ve zorlayıcı sebepler sonucu işgücüne ihtiyacı önemli ölçüde veya tümden ortadan kalkan işveren için istihdamın devamını sağlamak ekonomik olmadığı gibi, aynı dönemde işçi için de işini kaybetme korkusu ortaya çıkmaktadır. Bunun önlenmesi aynı zamanda sosyal hukuk devleti gereği düzenleyici idarenin sosyal sorumluluğudur.

Sadece işyerinin zor durumda kalması değil, aynı zamanda işçinin de çalışma hayatından uzaklaşması ve sosyal hayatına devam edememesinin ortaya çıkmasının riski ortaya çıkmaktadır. Kısa çalışma ödeneği aynı zamanda bir fondur. Ülkeler, bu yaygın ekonomik tehditte karşı çeşitli tedbirler açıklamaktadırlar.

Ekonomik resesyona sebep olacağını düşünerek Avrupa topluluğu 37, 7 milyar Euroluk bir fonu zor durumda bulunan şirketlere aktarmak istediği konuşuluyor. Basına yansıyan haberlere bakılırsa bu tedbirlerin yanı sıra ülkeler de bağımsız olarak kendi ekonomilerine virüsün verebileceği zararları en aza indirmek üzere yeni ekonomik paketler açıklamaktadırlar.

Avusturya Maliye Bakanı Gernot Bluemel hükümetin 4-6 milyar euro arası bir ekonomik yardım paketi planladığını açıkladı.

İsveç Maliye Bakanı Magdalena Andersson “Amaç İsveç’teki istihdamı ve İsveçli şirketleri korumak “şeklinde konuştu. Bu paketin 300 milyar kron (31 milyar dolar) maliyetinde olması bekleniyor. İstihdam ve şirketleri korumak olarak karar aldıklarını söyledi.

Rusya ekonomiyi korona virüs salgınının etkilerinden korumak için 300 milyar ruble, yani 4.1 milyar dolar büyüklüğünde fon kuracağını açıkladı.

Avusturalya da Ülkede 12 Mart’ta 11.4 milyar dolarlık ekonomiyi canlandırma paketi açıklanmıştı. Küçük İşletmeler İdaresine Kovid-19’dan etkilenen firmalara sermaye ve likidite sağlamasına yönelik bu program için 50 milyar dolarlık ilave kaynak artırımına gitmesini istediğini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, twitter üzerinden yaptığı açıklamada, üretim ve istihdamın sekteye uğramamasının ve iş gücü piyasasının korunmasının süreçte birinci öncelik olduğunu ifade ederek, “Piyasaların likiditeye erişiminde en ufak aksaklık olmayacak şekilde önlemler alınmış ve alınacaktır. ”  “Bu kapsamda, TOBB, TİM, DEİK, TESK, TÜSİAD, MÜSİAD, başta olmak üzere birçok STK’dan ve sektör temsilcilerinden sürece ilişkin değerlendirmeleri ve taleplerini aldık.” açıklamasıyla işverenlere yönelik tedbirler alınacağını belirtmiştir.

Bakan Albayrağ’ın bahsettiği kesimlerin tamamı işveren kesmi olup, işçi kesiminden, herhangi bir sendikadan bir görüş alınmadığı da gözükmektedir.

Kısa çalışma ödeneğinde değişikliğe gidilerek, çalışanların ekonomik, sosyal gelecekleri ile birlikte sağlıklarını koruyacak bir geçinme fonuna dönüştürülmelidir.

Nitelikli işgücü kaybının ortadan kalkmaması, ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması açısından işçi sendikalarıyla birlikte çalışanların varlıklarının bütünlüğünü sağlayıcı önlemler olarak yeniden ele alınmalıdır.

Kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneğine ulaşım kolaylaştırılmalıdır.

 


[1] Serkan KÖKSAL Bütçe Dünyası Dergisi s.181

[2] TUNCAY –EKMEKÇİ Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri İstanbul 2011 S.491

[3] Aysen TOKOL-Yusuf ALPER Sosyal Politika S.155

[4] http://www.iskur.gov.tr/LoadExternalPage.aspx?uicode=statkisacalismauygulamala

[5] Türkiye İş Kurumu tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı için hazırlanmış bilgi notu

[6] http://www.iskur.gov.tr/LoadExternalPage.aspx?uicode=statkisacalismauygulamala

19.03.2020

Kaynak: www.MuhasebeTR.com

http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/ertugrulkilic/005/

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.