Kâr Dağıtımında Bir Taşla Üç Kuş Vurabilirsiniz
Bilindiği üzere ülkemizde yaklaşık 2 yılda bir kamu alacaklarının yapılandırılması ve matrah artırımı düzenlemesi ile karşı karşıya kalmaktayız. Bu durum mükelleflere birçok avantajı beraberinde getirmektedir. Mükellefler vadesi geçmiş borçlarını uygun koşullarda taksitlendirerek ödeme imkanına kavuştuğu gibi kanun uyarınca belirlenmiş dönemlere matrah artırımında bulunarak bir nevi bu dönemleri sigortalama imkanına sahip olmaktadırlar. Bu avantajlarla birlikte; işletmenin kayıtlarında olmayan ancak işletmede var olan stokların da kayda alınması için birçok yapılandırma kanununda özel hüküm konulmak suretiyle ortam oluşturulmuştur. Emtianın kayda alınması sonucunda oluşan fonların ortaklara dağıtılması durumunda kâr dağıtımı sayılmayacağı ve ortakların gelir vergisi beyanına bu kârı dahil etmeyeceğine dair düzenlemeler bulunmaktadır. Aslında kâr dağıtarak 3 tane kuşu tek taşla vurma imkanına sahibiz. Nasıl olur diye soracak olursanız;
1- Emtianın kayda alınması karşılığı oluşan fonu ortaklara dağıtarak %10 stopaj yükünden kurtulacağımız için bu oranda şirketimiz tasarruf etmiş olacak.
2- Ortak elde ettiği bu kâr payını gelir vergisi beyanıyla beyan etmek zorunda olmadığı için artan tarifeli %15 ten başlayıp % 40 varan oranda bir vergi tasarrufu sağlayacaktır.
3- Eğer istenirse ortak elde ettiği bu kâr payını işletmeye sermaye olarak koyması halinde diğer şartlarında bulunması koşuluyla nakdi sermaye indiriminden yararlanabilecektir.
Tüm bu şartların alt yapısını oluşturan mevzuat ve idare görüşlere ilişkin özet bilgiler yazımızın devamında yer almaktadır.
Kurumlar Nasıl Daha Az Vergi Öder?
6111 sayılı kanun, 7143 sayılı kanun, 7.326 sayılı kanun ve 7.440 sayılı kanunu gibi bütün yapılandırma kanunlarında stoklara ilişkin işletme kayıtlarının düzeltilmesine yönelik düzenleme yer almaktadır. Söz konusu düzenlemeler genel olarak; Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Hükümleri yer almaktadır. Esasında ne kadar stok affına ilişkin e anda bulunursanız o tutarda sermaye hesaplarında karşılık oluşur eğer bu karşılığı ortaklara dağıtılır iseniz bu bir kâr payı dağıtımı sayılmaz ve kurumlar Vergisi Kanunu ya da gelir vergisi kanununun 94 üncü maddesi kapsamında tevkifat yapma yani vergi kesme sorumluluğunuz bulunmaz. Dağıtılan kar payından%10 daha az vergi öder. Bu ilk ve en büyük kuş demektir.
Ortak Neden Kar Payını Beyan Etmez?
Konuyla ilgili, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede[1] ;
525 kayda alınan emtia karşılığı” hesabının alacağına kaydedilen tutarın ortaklara dağıtılması halinde bu tutardan kurumlar vergisi alınıp alınmayacağı, bu hesaptan şirket ortaklarına dağıtılan tutarlardan kar dağıtımı stopajı yapılıp yapılmayacağı ve şirket ortaklarının bu tutarları şahsi gelir vergisi beyannamelerinde beyan edip etmeyecekleri konusunda yaşanan tereddüt için verilen cevabi yazıda “Bu çerçevede, şirketinizin 6111 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine istinaden stok artışı beyanında bulunup karşılık hesabına kaydettiği tutarlar sermayenin unsuru sayıldığından, bu tutarların ortaklara dağıtılması halinde gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Diğer yandan anılan tutarlar şirket ortakları tarafından da ayrıca gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmeyecektir.” denilmiştir.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede[2]; “……………işletmesinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtiayı kayıt altına alabilmek için 6111 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinden yararlanan … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından söz konusu emtia için ayrılan karşılık sermayenin unsuru olarak sayılacağından, karşılık hesabına kaydedilen tutarlar bu şirket tarafından ortaklarına dağıtılması halinde vergi kesintisi yapılmayacak ve anılan şirketin tasfiye edilmesi halinde de vergilendirilmeyecektir.
Yukarıda yer alan özelgelerden de görüleceği üzere vergi idaresi mevzuat lafzına aykırı bir yorumda bulunmayarak şirket ortağı gerçek kişilerin stok affı karşılığı oluşan fonlara ilişkin kar dağıtımlarının Gelir vergisi beyanına dahil edilmemesi yönünde görüş bildirmiştir. Elde edilen menkul sermaye iradının beyan edilmemesi, alınan kar payının miktarına bağlı olarak artan tarifeli gelir vergisi dilimlerindeki oranlarda bir vergi tasarrufu sağlamaktadır. Bu durumda bizim için ikinci koşul ifade etmektedir
Sermaye Artırımının Ne Faydası Olur?
Değerli okuyucu kayıtların düzeltilmesi sonucu 525 numaralı hesapta fonu bulunan işletmeler bu fonları doğrudan sermayeye ilave etmeleri durumunda herhangi bir vergi avantajı sağlamayacaktır. Ancak bu fonlar vergisiz bir şekilde ortaklara dağıtılır ve ortak tarafından tekrar işletmeye nakdi sermaye olarak konulur ise; kurumlar vergisi kanununda yer alan diğer şartların sağlanması durumunda TCMB tarafından belirlenen ticari kredilere uygulanacak faiz oranın %50’sine isabet eden kısmı kurumlar vergisi matrahından indirilebilir. Ortağın işletmeye koyduğu bu sermayeye ilişkin indirim 5 yıl boyunca devam edecektir. Bu durum ise üçüncü kuştur.
18.09.2023
Bekir Güneş
Yeminli Mali Müşavir
E. Vergi Müfettişi
bgunes3@hotmail.com
Kaynak: www.MuhasebeTR.com