DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Hemaf, Hizat, Hakite, ESTORDAN

Mustafa Özbay Ekonomist-CFO
Mustafa ÖZBAY, 1972 yılında Trabzon ili Çaykara İlçesi Yeşilalan Köyünde doğdu. İlk öğrenimini Bursa, Orhangazi, Örnekköy İlkokulunda, Orta öğrenimini ise Orhangazi Lisesi’nde tamamladı. Uludağ Üniversitesi , İİBF, Maliye Bölümünden Ekonomist ünvanlıyla mezun oldu. Askerlik görevini 1997 Yılında Siirt-Eruh'ta Asteğmen rütbesiyle, operasyon tim komutanı olarak gerçekleştirdi. 1999 Yılında İstanbul’a yerleşti ve sektöründe öncü bir sanayi kuruluşunda muhasebe yardımcı elemanı olarak işe başladı. Bu firmada sırasıyla muhasebe uzmanı, muhasebe şefi, finans şefi, muhasebe müdürlüğü ve halen devam etmekte olduğu Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Meslekteki  tecrübesini ilk kez 2004 yılında yayınlanan ve büyük ilgi gören “Tüm Yönleriyle Uygulamalı İhracat Muhasebesi” kitabında  meslektaşlarıyla paylaştı. Özbay, evli ve Taha Utkan, Safa Ersan, Neşe Berrin adında üç çocuk sahibidir.

Yıllar önce internette karşılaştığım bir haber dikkatimi çekmişti. Haberde Somalili hafızlar için Kur’an-ı Kerim kampanyası yapıldığından bahsediliyordu. Destek verme düşüncesindeydim. Arama motoruna girdim ve “Somalili Çocuklar” kelimelerini arattım. Çıkan görseller karşısında adeta nutkum tutulmuştu. Yeterli beslenemedikleri için kemikleri tek tek sayılabilen ölüm sınırındaki çocuklar, çaresiz bir şekilde evlatlarının ölümünü bekleyen anneler. Ve birileri onların hafız olması için kampanya düzenliyordu…

Yine yıllar önce seyrettiğim bir video beni dehşete düşürmüştü. Olay Suriye’de gerçekleşiyordu. Farklı mezhepten insanları öldürdüğünde bunun mükafatı olarak cennete gireceğini düşünen bir sözde Müslüman, eline aldığı otomatik silahla karşısına çıkan çoluk- çocuk-kadın-erkek-masum fark etmeksizin herkesi öldürüyordu. İlginç olan ise bunu yaparken tekbir getiriyor olmasıydı…

Dünyanın hemen hemen her tarafını gezen bir seyyaha “Sizce dünyada en güvensiz ülke hangisi?” diye sorduklarında, halkının %99’u Müslüman olan bir ülkeyi söylemesi beni o kadar üzmüştü ki…

Dünya nüfusunun %24’ü Müslüman. Ortalama kişi başı gelir diğer ülkelerde 10 bin dolar seviyesinde iken bu tutar Müslüman ülkelerde 7 bin dolar seviyelerinde. Müslümanlar Dünya Gayri Safi Milli Hâsılası’nın sadece yüzde 8.8’ini üretebiliyor. Askeri ve savunma harcamaları payı ise dünya ortalamasının 1,5 katı. Petrol ihraç eden Müslüman ülkeler ihracat gelirlerinin yaklaşık üçte birini savunma harcamalarına ayırıyorlar. Ve daha ilginci ise bu savunma bütçelerini diğer Müslüman ülke tehditlerine karşı oluşturmaları…

Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, son 25 yılda dünyadaki mücadele ve savaşlarda ölen Müslümanların sayısı 12,5 milyon. Bu rakama dahil edilen öldürülen çocuk sayısının ise 1,5 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Ve milyonlarca yetim çocuk…

Tüm bunların sonucu olarak İslam coğrafyası kan gölüne dönmüş durumda. Ölen de tekbir getiriyor, öldürende. Katliam yapan da cennete gideceğini düşünüyor, katlettiren de…

Osmanlı İmparatorluğu’nu lime lime parçalayan Batı’nın tam da kurguladığı bir durum bu aslında. Küçücük devletlere bölünmüş, güçsüz, eğitimsiz, dışa bağımlı, ekonomik yönden geri kalmış kukla yönetimlerle parmaklarında oynatılan lidersiz, basiretsiz ülkeler. Bunun en doğal sonucu olarak da iliklerine kadar sömürülen, doğal kaynakları peşkeş çekilen toplumlar.

Ve liderini bekleyen ülkeler…

Peki bu durum daha ne kadar sürecek? Mazlumlar bu küresel güçlerin, sömürü düzeninin çarkından nasıl kurtulacak?

Aslında su yolunu buldu.

Dünyanın dört bir yanındaki vatan ve ümmet sevdalıları Türkiye’nin yine, yeniden mazlumların koruyucu şemsiyesi olması için mücadele veriyor. Çünkü onlar küçücük yaşta katledilen Rona’nın feryatlarını, yalvarışlarını, sitemlerini duyuyor.

Yazılımcıdan siyasetçisine, istihbaratçısından bürokratına, yazarından iş adamına, öğrencisinden ekonomistine, bilim adamından askerine; Arabından, Kürdüne, Venezüellalısından Suriyelisine, Ürdünlüden İngiliz’ine, Katarlısından Avusturyalısına her kesimden insanlar rüyalarındaki Rona’nın çığlıklarıyla silkelenip kendine geliyor.

Yine, yeniden Türkiye’nin liderliğinde yine, yeniden Büyük Ümmetin doğuşu için her alanda çetin bir mücadele veriliyor.

Sen de bu mücadeleye katılmak için hangi alanda olursa olsun kendini yetiştir, en iyi eğitimini al ve Rona’yı bekle.  Kendini bu davaya hazır hissettiğin gün o rüyalarına girecek ve sana şu gizemli şifreleri haykıracak:

“Hemaf, Hizat, Hakite, ESTORDAN”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.