DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Doların yüzü asıldı

‘Gülen dolar’ teorisi ile bilinen ünlü döviz stratejisti Stephen Jen’e göre doların yüzü eskisi kadar gülmüyor. Jen ABD’nin dünyanın polisi rolü oynaması nedeniyle doların rezerv para birimi yetisini kaybetmeye yakın olduğunu belirtiyor

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD Doları’nın küresel ekonomide gücünü kaybedeceğine dair öngörüler her kriz döneminde sıklıkla yapılır ve bu tür yorumlara genellikle şüpheyle yaklaşmak gerek. Ancak Financial Times’ın haberine göre Stephen Jen’in döviz pi¬yasaları ile ilgili son yorumları oldukça ilginç noktalara temas ediyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre kariyeri boyunca 4 yıl boyunca Uluslararası Para Fonu’nda (IMF) görev yapan ve 12 yılı aşkın bir süre boyunca dev ABD bankası Morgan Stanley’de çalışan Stephen Jen döviz stratejileri konusunda oldukça bilindik bir isim. Jen Morgan Stanley’de çalıştığı sürede oluşturduğu “gülen dolar” teorisi ile tanındı. Söz konusu teori ABD ekonomisinin hızlandığı dönemlerde doların da yüksek performans gösterdiği görüşündeydi. Ünlü stratejist şimdilerde ise Londra merkezli finans firması Eurizon SLJ Capital’ın CEO’luğunu yapıyor. Jen küresel döviz piyasaları hakkında ilgi çeken araştırmalarıyla ismini duyurmaya devam ediyor.

FT haberine göre Jen döviz piyasalarıyla ilgili en son araştırma notunda ABD Doları’nın rezerv para birimi olarak “çarpıcı bir çöküş yaşadığı” konusunda uyardı. Ünlü stratejist söz konusu çöküşün Washington yönetiminin Rusya’ya karşı dolar taban finansal sistem üzerindeki kontrolünü kullanmasından kaynaklandığını belirtiyor.

Jen para birimlerindeki fiyat değişimlerine bakarak doların küresel rezerv para birimlerindeki payının 2001’deki yaklaşık yüzde 73’lük bir orandan 2021’de yaklaşık yüzde 55’e gerilediğini tahmin ediyor. CEO’nun araştırmasına göre geçen yılsa bu oran küresel rezervlerin yüzde 47’sine geriledi.

FT haberine göre Jen’in açıklamasındaki şu ifadeler dikkat çekti:

“ABD Doları rezerv para birimi olarak pazar payını piyasaların öngördüğünden çok daha hızlı bir oranda kaybediyor. Son yirmi yıldır doların küresel pazar payında istikrarlı düşüşlerin ardından, 2022’de pazar payını 10 kat daha hızlı bir şekilde kaybetti. Analistler bu büyük değişimi tespit edemediler zira küresel merkez bankalarının dolar varlıklarının nominal değerini, doların fiyatındaki değişiklikleri dikkate almadan hesaplıyorlardı. Fiyat değişikliklerine göre ayarlayarak hesapladığımızda, dolar 2016’dan bu yana pazar payının yaklaşık yüzde 11’ini kaybetti ve 2008’den bu yana bu miktarı iki katına çıkardı.”

ABD Doları’nın rezerv para birimi statüsündeki bu erozyon, Ukrayna’daki savaşın başlamasından bu yana büyük bir ivmeyle hızlandı. ABD ve müttefikleri tarafından Rusya’ya karşı uygulanan istisnai eylemler, çoğu Küresel Güney’den olmak üzere büyük rezerv sahibi ülkeleri şaşırttı.

“Ukrayna ile ilgili bu tartışmada taraf tutmamıza da gerek yok. 2022’de doların rezerv statüsündeki çöküşün ana itici gücünün, mülkiyet haklarının tehlikeye atılmasına karşı panikleyen yatırımcıların bir tepkisini yansıtmış olabileceği konusunda spekülasyon yapmak makul görünüyor. 2022’de tanık olduğumuz şey, dünyadaki birçok rezerv yöneticisinin hem Rusya’nın hem de ABD’nin davranışlarına katılmaması, bir tür ‘dünyanın polisi fonunu azaltması’ anıydı.”

Ancak döviz piyasaları konusunda aşırı bir hamle yapmadan önce dikkate alınması gereken bazı nüanslar da bulunuyor.

Her şeyden önce, doların silah haline getirildiği anlatısı, bu süreçte en fazla güçlenen para birimlerinin yen ve euro olduğu gerçeğiyle birlikte bulanıklaşıyor. Yen ve euronun rezerv pazar payı 2022’de yüzde 5 arttı ve hem Avrupa ülkeleri hem de Japonya Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlara açık bir şekilde katıldı.

Euro bu süreçte stratejik konularda ABD’yi takip etmeyebileceği konusundaki belirsizlikten faydalanıyor da olabilir. Zira habere göre özellikle Trump yönetimi sırasında Avrupa ülkeleri İran yönetimine ABD’nin uyguladığı yeni yaptırımlara katılmamıştı. FT haberi Çin’in dünyanın en büyük rezerv sahibi ülke olduğuna da dikkat çekti. Bu noktada Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un Çin konusundaki diplomatik kumarı da euroyu Pekin tarafında daha güvende hissettirebilir.

Ancak dünyanın başka bölgelerinde güçlü rezerve sahip merkez bankalar bu kadar rahat değil. Haberde Çin örneği verilerek şu açıklamalara yer verildi:

“Diyelim ki yuanda yatırımlarınız olsa gerçekten rahat hissedebilir miydiniz? Tamamen dönüştürülebilir ve likit bir para olsa bile Pekin’in Washington’dan daha adil davranacağından emin olabilir misiniz? Dolar hala dolabınızdaki meşhur ‘en az kirli’ gömleğe benziyor.”

Jen’e göre ABD Doları’nı güçlü kılan iki unsur var: tercih edilen rezerv para birimi olma rolü ve küresel finans ve ticarette baskın olarak kullanılması. Stratejist, “Yatırımcılar bu iki farklı kavramı birbirine karıştırmamalıdır” diyor.

“Küresel Güney, dolar varlıklarını tutmaya devam etmek istemese de özellikle finansal işlemler için ABD Doları’nı uluslararası bir para birimi olarak elden çıkarma yeteneğine sahip görünmüyorlar. Doların uluslararası para birimi statüsünün arkasında yatan güçlü ağ etkilerinin üstesinden gelmenin çok zor olacağından şüpheleniyoruz.

Doların tahtını uluslararası bir para birimi olarak devirmenin anahtarı, çeşitli finansal piyasalardaki göreceli gelişmelere ve istikrara dayanmaktadır. ABD dışındaki finansal piyasalar gelişebilirse (istikrarsızlık olmadan büyür ve daha da enerjik hale gelirse) ve ABD’de tam tersi olursa, doların sonu gerçekten de gelebilir. Bununla birlikte, bizim görüşümüze göre bu yakın bir risk değildir, ancak eğilimler bu yönde ilerlemektedir.”

Uluslararası Ödemeler Bankası’nın son üç yıllık FX anketi, ABD Doları’nın tüm para birimi cirolarındaki payının 2010’daki yüzde 85’ten geçen yıl yüzde 88’e yükseldiğini gösteriyor. Küresel finansta da doların baskınlığı benzer şekilde hissedilebiliyor. Ancak Jen ABD’nin konumu üzerinde çok fazla oynamaması gerektiğini zira her şeyin Washington’un tahmin edebileceğinden çok daha hızlı değişebileceğini savunuyor:

“Rezerv para birimi olarak dolarda hakim görüş olan ‘burada görülecek bir şey yok’ tavrı çok silik ve kayıtsız görünüyor. Bununla birlikte dolar, esas olarak büyük, likit ve makul derecede iyi işleyen finansal piyasalar nedeniyle, uluslararası bir para birimi olarak hâlâ önemli ağ avantajlarına sahiptir. Bununla birlikte, bu ön koşulların kalıcılığı kesin değildir. ABD daha fazla politika hatası yaparsa ve kendi kendini inceleme kültürünü terk ederse, dünyanın geri kalanının aktif olarak dolar kullanmaktan kaçınacağı bir zaman gelecektir. Son olarak, yatırımcılar tarafından takdir edilmesi gereken şey, Küresel Güney’in dolar kullanmaktan tamamen kaçınamasa da, çoğunun halihazırda bu para birimini kullanmak istemediğidir.”

ETİKETLER: , , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.