DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

%5’lik Gelir ve Kurumlar Vergisi İndirimi İmkanı, Şartları ve Önem Arz Eden Diğer Hususlar

320
A+
A-

Vergi affı, matrah artırımı ve yapılandırma gibi geçici düzenlemeler ülkemizde sıkça karşılaştığımız vergi barışını ve adaletini bozan hukuki durumlardır. Benzer uygulamalar mükellefleri ve amme borçlularını vergi borçlarını ödememeye , ötelemeye itmiş ve yeni bir yapılandırma ya da vergi affı bekler hale getirmiştir. Bu durum vergisini zamanında ödeyen mükellefin vergi adaleti algısını incitmiştir. Vergi barışı/adaleti, mükelleflerin gelirini gerektiği gibi beyan ettiği ,tarh edilen vergiyi süresi içerisinde ödediği ve ödediği verginin karşılığını göreceğini umduğu durumlarda ancak söz konusudur.

Mükelleflerin vergi barışını bozan bu geçici hukuki düzenlemelerin yanında 23/07/2017 tarihli yasal düzenleme ile -yürürlük tarihi 01/01/2018- vergi adaletini/barışını artıran kalıcı bir hukuki düzenleme olarak vergiye uyumlu mükelleflere gelir vergisi indirimi imkanı getirilmiştir. Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen imkan ile şartları taşıyan ticari , zirai veya meslek kazancına sahip mükellefler ile kurumlar vergisi mükellefleri yıllık gelir vergisinin %5’i kadar vergi indirimi imkanından yararlanabileceklerdir.  Ancak bu vergi indirimi her halükarda 2020 yılı için 1.400.000-TL’yi aşamayacaktır.

B-ŞARTLAR VE İSTİSNALAR

Vergi indiriminden faydalanmak isteyen mükelleflerin içinde bulunduğu yıl ve önceki iki yıla ait vergi beyannamelerini süresi içerisinde vermeleri gerekmektedir. Ancak kanun koyucu bu şart için bir istisna öngörmüştür. Pişmanlıkla verilen beyannameler ile düzeltme amacıyla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmayacaktır. Öngörülen bu istisna ile kanun koyucu, mükelleflerin vergi indiriminden yararlanma hakkını kaybetmemek için düzeltme amacıyla beyanname vermekten ya da pişmanlıkla beyanname vermekten imtina etmemelerini sağlamıştır.

Vergi indiriminden faydalanabilmek için öngörülen bir diğer şart da mükellefler adına yine içinde bulundukları yıl ile önceki iki yıl içerisinde resen, ikmalen veya idarece tarhiyat yapılmamış olmasıdır. Ancak resen, ikmalen veya idarece tarh edilen verginin kesinleşmiş yargı kararıyla kaldırılmış olması ya da uzlaşma ile veya düzeltme ile tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmemiş sayılacaktır. Uzlaşma ile verginin tamamının ortadan kaldırılması çok olası bir durum olmadığı gibi ilk derece mahkemesi tarafından verginin kaldırıldığı ancak istinaf veya temyiz aşaması devam eden durumlarda vergi indirimi konusunda idarenin ne şekilde hareket edeceği belirsiz bırakılmıştır.

Ayrıca beyan edilen gelirlere göre tarh edilen vergilerin ödenmiş olması ve vergi aslı , vergi cezası ve ferileri dahil toplamda 1.000-TL’yi aşan vadesi geçmiş borcu bulunmaması gerekmektedir.

Vergi indirimi talep edilecek yıl ile önceki dört yıl içinde Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde belirtilen fiileri işlediği tespit edilenler vergi indiriminden yararlanamayacaktır. Genellikle sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma fiili ile görünen kaçakçılık fiillerini işleyenlerin vergi indiriminden yararlanma hakkı ancak fiil tarihinden itibaren beş yıl geçmesi ile mümkündür.

İlgili şartları taşımadığı sonradan anlaşılan mükellefler için indirim konusu yapılan vergiler tarh edilir. Tarhiyat yapılırken vergi ziyaı cezası uygulanmaz. İndirim konusu vergiler açısından zamanaşımı ise yapılan tarhiyatın kesinleşmesini takip eden yıl başından itibaren işleyecektir.

Damga vergisinin süresinde ödenmemesi vergi indiriminden yararlanmaya engel teşkil eder mi?

Maddede geçen vergi beyannamesi ibaresi gelir vergisi , kurumlar vergisi , geçici vergiler , KDV ve ÖTV ile muhtasar beyanname ile verilen beyannamelere işaret etmektedir. Damga vergisi gibi beyannamenin özüne ilişkin olmayan , gelir beyan edilse de edilmese de aynı miktarda maktu olarak tahakkuk eden damga vergisi gibi vergilerin beyan edilmemiş veya süresi içerisinde ödenmemiş olması bu maddeden yararlanma şartının ihlali sayılmaz.

İlgili maddenin ilk halinde yer almayan bahsi geçen fıkra 05/12/2019 tarihli 7194 sayılı kanunla düzenlenmiştir. Maddenin ilk halinde bu yönde bir ayrım yapılmamış olsa da yargı kararları ile damga vergisi gibi beyannamenin özüne ilişkin olmayan vergi borçlarının indirimden yararlanmaya engel teşkil etmeyeceği yönünde içtihat oluşmuştur. Son yasal düzenleme ile birlikte yargı içtihadı yasal zemine kavuşmuştur.

C-ÇEŞİTLİ YARGISAL İÇTİHATLARA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:

Mükelleflerin ilgili madde uyarınca istemiş olduğu %5’lik indirim talebinin reddedildiği bazı durumlarda vergi daireleri tarafından indirim gecikme faizi ödenmediği için de reddedilebilmektedir. Bu tip durumlarda, borca bağlı faizin süresinde ödenmemesi, mükellefin mahsup talebinin süresinde karara bağlanmaması sebebiyle idarenin gecikmesinden kaynaklanmakta ise indirimden yararlanma şartları ihlal edilmiş sayılmaz. Uygulamada vergi daireleri mahsup taleplerini derhal karara bağlamamakta bazen yoğunluktan bazen de mahsup hakkının olup olmadığı konusundaki incelemeden dolayı mahsup taleplerinin karara bağlanması gecikebilmektedir. Bu gibi durumlarda vergi borcuna, mahsup talebi kabul edilene kadar henüz ödenmemiş olduğu için faiz işlemektedir. Bu işleyen faiz sebebiyle süresinde ödenmeyen borç kaydı oluşabilmektedir. Fakat borcun süresinde ödenmemesi mükellefin değil de vergi dairesinin kusurundan kaynaklandığı bu gibi hallerde vergi borcunun süresinden ödenmediğin bahisle indirim talebinin reddedilmesi hukuken doğru değildir. Bu gibi durumlarda mükelleflerin mahsup talebini ödeme süresi içerisinde vermiş olması önem arz etmektedir. Aksi takdirde gecikme faizine idare değil mükellef sebep olmuş olacaktır.

Vergi yargısı vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan bu indirimleri ihlal eden küçük hatalar söz konusu olduğunda mükellef lehine hakkaniyete uygun yorumlar yapmaktadır.Bu konuda şu kararı örnek vermek gerekir;

Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi 2019/1540 E. sayılı davada mükellefin vergi borcunu süresinden sonra ödediği durumda , vergi borcuna yetecek miktarda iade alacağı da mevcut olduğu için kamu zararı oluşmadığı için ve hakkaniyet kuralı gereği olarak mükellefin indirim hakkının olduğuna karar vermiştir.Benzer çok sayıda yargı kararı mevcuttur.

SONUÇ

Kanun koyucu , vergiye uyumlu mükelleflere gelir ve kurumlar vergisi indirimi imkanı getirerek bu mükellefler açısından vergi adaletini sağlamayı ve mükellefleri vergi kurallarına uymaya teşvik etmeyi amaçlamıştır. Bu amaçla getirilen düzenlemenin şartları çok ağır olsa da yargı mercilerinin hakkaniyet kuralları gereği vergiye uyumlu mükellefin hakkını koruduğu ve küçük hesap hataları gibi esasa etki etmeyen ve kamu zararına sebep olmayan durumlarda da mükellef lehine karar verdiği görülmektedir.

13.02.2020

Kaynak: www.MuhasebeTR.com

http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/ismetomergunes/010/

ETİKETLER: , , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.